Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Mal ve Hizmet Alım Kanunu ve İlgili uygulama Yönetmelikleri, kamu ile ilgili tamim ve genelgelerin yegâne ve tek gayesi vardır, O da Kaliteli, Hizmete uygun, ucuz mal ve hizmet alımını emreder.

Kaliteli ve ucuz mal ve hizmet alımının tek yolu da rekabetten geçer. Rekabetin olabilmesi için de, mal ve hizmet alım ihalesine çok firmanın katılımının sağlanması gerekmektedir.

Çok firmanın katılımını sağlayabilmek için de, alınacak olan mal ve hizmeti sağlayacak olan firmalara konu ile ilgili bilgi verilmesi gerekmektedir.

İhaleye gidecek olan firmaların önünü tıkayıcı-engelleyici müeyyidelerin konulmaması gerekmektedir.

Mal ve Hizmet alımlarında azami ölçüde açıklık-şeffaflık sağlanmalı, kapalı kapılar ardında satın alma yapılmamalıdır.

Bölgemizde bulunan bazı Kurum ve Kuruluşlar, alacakları mallar ile ilgili olarak piyasa araştırması ve fiyat tespiti yapabilmek için Karabük Ticaret ve Sanayi Odası'na yazı yazarak, Odanın Üyelerinden konu alım için fiyat tespiti yapılmasını talep etmektedirler.

Karabük Ticaret ve Sanayi Odası'nın ilgilileri de konu ile ilgili üyelerini dolaşarak fiyatlar alarak, ilgili Kuruma vermektedirler.

Mal ve Hizmet alımı yapan Kurum yetkilileri teklif alınan firmalardan alım ihalesine katılmaları için, yazılı veya sözlü olarak hiçbir bildirimde bulunmadan kafasına göre birkaç kişiyi çağırarak ihaleyi yapmaktadırlar. Konu ile ilgili yazılı ve sözlü bilgi istendiğinde ise bilgi veremem, Size ihaleye katılmak için bilgi vermek, davetiye göndermek mecburiyetinde değilim gibi yazılı ve sözlü cevaplar verilmektedir.

İster istemez insanın aklına, “Devlet-Kamu Malı Deniz yemeyen……… “ lafı geliyor.

Kapalı kapılar ardında ihaleler yapmak, ihale kelimesinin anlamı ve ilgili yasaların emredici ve uygulanması gereken kurallarını,  yasanın konuluş ruhuna aykırı olarak, hukukun temel prensiplerini yok sayarak, ihaleye girmesini istemediğin firmaları saf dışı bırakmak için kullanmak, uygulamalarda bulunmak insanın hafızasına kötü şeyleri getiriyor.

Devlet malı-kamu malı-tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerin, yediklerinin cezasını bu dünyada çektiklerini, basın yayın organlarından ibretle izlemekteyiz.

Etkilerini ve yetkilerini yanlış kullananlara, kendilerini büyük gören küçüklere-cücelere, insan doğrusu acıyor.

Ülkemizde olduğu gibi, Bölgemizde de, ARENA programına konu olacak olayların olduğu söyleniyor.

Sayın Uğur Dündar Beyi Bölgemize davet etmeli, Dünya Tarih kültür mirasımız Safranbolu’muzu gezdirmeli, misafir etmeli, ilgililerin ve kuruluşların MAL ve HİZMET ALIM İHALELERİ ile ilgili bir çekim yapmasını istemeliyiz.

İşte o zaman kendini büyük görenlerin, ne kadar küçük insan olduklarını öğrenebiliriz.

Saygılarımla,

 

Hikmet SİVRİ

 

Anasayfa